top of page
BLOG: Blog2

Postbiyotikler Nedir?, Ne İşe Yarar?




“Biyotik” terimi, bağırsak mikrobiyotasını konakçı sağlığı için elverişli bir duruma getirmek amacıyla kullanılabilen beslenme stratejilerini ifade etmektedir. Prebiyotikler, probiyotikler ve sinbiyotikler, bağırsak mikrobiyota çeşitliliğini ve aktivitesini düzenlemekte ve bağışık yanıtı doğrudan etkilemektedir.

Bağırsak, bağışıklık sistemi ve sağlığın diğer çeşitli yönleri için bir dizi sağlık yararı ile bağlantılıdırlar.

Probiyotikler, bağırsağınızın içinde yaşayan ve lifi sağlığınız için faydaları olan bileşiklere dönüştürerek sağlığınızı destekleyen sağlıklı veya "dost" bakterilerdir.

Prebiyotikler, bağırsaklarınızdaki faydalı bakterileri besleyen, başta lif olmak üzere bir grup besin maddesidir.


Postbiyotik kavramı on yılı aşkın bir süredir bilinmesine rağmen, tanımı hala tartışma konusuydu. Uluslararası Bilimsel Probiyotikler ve Prebiyotikler Birliği (ISAPP) yakın tarihli bir yayınında tanımını aşağıdaki şekilde netleştirmiştir: "Cansız mikroorganizmalar ve/veya bunların bileşenlerinden oluşan ve konakçılara sağlık açısından fayda sağlayan bir preparat". Bu tanım, cansız mikroorganizmaların sağlığı geliştirebileceği veya koruyabileceği fikrini resmileştirmektedir.


Postbiyotikler Nedir?

Postbiyotikler, bağırsaklarınızdaki probiyotik bakteriler olarak bilinen sağlıklı bakteriler, kolonunuzdaki lifler gibi çeşitli prebiyotik gıdalarla beslendiğinde oluşan biyoaktif bileşiklerdir.

Bu biyoaktif bileşikler probiyotik bakterilerin atık ürünleri olarak kabul edilse de vücudunuza çeşitli sağlık yararları sunarlar.


Bunun nedeni, prebiyotikler ve probiyotiklerle bağlantılı sağlık yararlarının çoğunun aslında postbiyotiklerin üretiminden kaynaklanmasıdır.

Çeşitli postbiyotik türleri vardır:

·        Kısa zincirli yağ asitleri

·        Lipopolisakkaritler

·        Ekzopolisakkaritler

·        Enzimler

·        Hücre duvarı parçaları

·        Bakteriyel lizatlar (bakteriyel bileşenlerden yapılan bir karışım)

·        Hücresiz süpernatantlar (bakteri ve maya tarafından üretilen bileşiklerin bir karışımı)

·        Vitaminler ve amino asitler gibi çeşitli diğer metabolitler

Postbiyotik takviyeler, prebiyotik ve probiyotiklere kıyasla nispeten yeni oldukları için henüz yaygın olarak bulunmuyorlar.


Postbiyotiklerin Sağlığa Faydaları

Postbiyotik kavramı oldukça yeni olmasına rağmen, uzun süredir varlar ve çeşitli sağlık yararlarıyla bağlantılılar.

 

Bağışıklık sisteminizi güçlendirmeye yardımcı olabilir

Postbiyotikler bağışıklık sisteminizi güçlendirmeye yardımcı olabilecek özelliklere sahiptir.

Örneğin, kısa zincirli bir yağ asidi olan bütirat gibi postbiyotikler, bağırsağınızda düzenleyici T hücrelerinin üretimini uyarabilir. Bu hücreler vücudunuzun bağışıklık tepkisinin büyüklüğünü kontrol etmeye yardımcı olur.


Sağlıklı bakterilerden elde edilen hücre duvarı parçaları ve süpernatant gibi diğer postbiyotikler, inflamasyonu azaltmaya ve bağışıklık tepkilerini desteklemeye yardımcı olan sitokin adı verilen anti-inflamatuar kimyasal habercilerin üretimini artırabilir.


Yetişkinlerde yapılan çalışmalar, postbiyotiklerin bağışıklık sistemini güçlendirmeye ve soğuk algınlığı gibi enfeksiyonlara karşı korumaya yardımcı olabileceğini ortaya koymuştur.

80 sağlıklı yaşlı yetişkin üzerinde yapılan 12 haftalık bir çalışmada, günlük postbiyotik takviyesinin solunum yolu enfeksiyonu riskini azalttığı ve vücudu zararlı bakterilere ve toksinlere karşı savunmaya yardımcı olan antikorları üretme yeteneklerini geliştirdiği bulunmuştur.


20 haftalık bir başka çalışmada, 300 yaşlı yetişkine soğuk algınlığına karşı korunmak için günlük olarak plasebo, düşük doz postbiyotik veya yüksek doz postbiyotik takviyesi verilmiştir.

Çalışmanın sonunda, düşük doz ve yüksek doz postbiyotik gruplarında plasebo grubuna kıyasla önemli ölçüde daha az kişi soğuk algınlığına yakalanmıştır.


Sindirim Semptomlarını Azaltmaya Yardımcı Olabilir

Araştırmalar, kısa zincirli yağ asitleri gibi postbiyotiklerin, iki tip İnflamatuar bağırsak hastalığı olan hafif ila orta dereceli ülseratif kolit veya Crohn hastalığı olan kişilerde semptomları iyileştirmeye yardımcı olabileceğini göstermektedir.


İnflamatuar bağırsak hastalığı olan kişiler, bağırsaklarında sindirim sisteminde bağışıklık ve iltihaplanmanın düzenlenmesinde rol oynayan bütirat gibi daha az kısa zincirli yağ asitleri üretme eğilimindedir. Örneğin bütirat, enflamasyonun azaltılmasına yardımcı olan bağışıklık hücrelerinin aktive edilmesinde rol oynar.


Hafif ve orta derecede Crohn hastalığı olan 13 kişide yapılan küçük bir çalışmada, 8 hafta boyunca günde 4 gram bütirat almanın katılımcıların %53'ünde klinik iyileşme ve remisyonla sonuçlandığı bulunmuştur.


Postbiyotikler ve IBD üzerine çoğunlukla 1990'lardan kalma birkaç eski çalışma, bütirat gibi kısa zincirli yağ asitlerinin ülseratif kolit semptomlarını iyileştirebileceğini düşündürmektedir.


İshalin Önlenmesine ve Tedavisine Yardımcı Olabilir

Araştırmalar postbiyotiklerin ishalin önlenmesine ve tedavisine yardımcı olabileceğini göstermektedir.

Örneğin, 1.740 çocuk üzerinde yapılan yedi çalışmanın gözden geçirilmesiyle, postbiyotik takviyesinin ishal süresini önemli ölçüde azalttığı ve ishal, farenjit ve larenjiti önlemede plasebo tedavilerinden daha etkili olduğu bulunmuştur.

 

Benzer şekilde, 3.938 çocuk üzerinde yapılan 23 çalışmanın gözden geçirilmesi, postbiyotik takviyesinin antibiyotikle ilişkili ishali önlemede plasebodan önemli ölçüde daha etkili olduğunu ortaya koymuştur.

2003 yılında yapılan küçük bir çalışmada, kronik ishali olan 137 yetişkin 4 hafta boyunca postbiyotik takviyesi ya da probiyotik takviyesi ile tedavi edilmiştir. Çalışmanın sonunda, postbiyotik takviyenin ishal tedavisinde probiyotikten daha etkili olduğu görülmüştür.


Ayrıca, irritabl bağırsak sendromu (IBS) olan 297 yetişkin üzerinde yapılan 4 haftalık bir çalışmada, postbiyotik takviyesinin bağırsak hareket sıklığını, şişkinliği ve ağrıyı önemli ölçüde azalttığı ve genel yaşam kalitesini iyileştirdiği bulunmuştur.


Diğer potansiyel faydalar

Postbiyotikler ortaya çıkan diğer bazı sağlık yararları ile ilişkilendirilmiştir, ancak bu etkilerin kapsamını belirlemek için daha fazla araştırmaya ihtiyaç vardır:


Alerjilere yardımcı olabilir. Atopik dermatiti (egzama) olan 34 yetişkin üzerinde yapılan bir çalışmada, 8-12 hafta boyunca postbiyotik takviyesinin durumun şiddetini önemli ölçüde azalttığı bulunmuştur. Buna karşılık, plasebo grubunda hiçbir iyileşme görülmemiştir.

Kilo kaybına yardımcı olabilir. Birkaç çalışma, kısa zincirli yağ asitleri gibi postbiyotiklerin açlık sinyallerini bastırarak kilo kaybına yardımcı olabileceğini düşündürmektedir.

Kalp hastalığı riskini azaltmaya yardımcı olabilir. Hayvanlar üzerinde yapılan çalışmalarda, bütiratın kan basıncını düşürmeye ve kolesterol üretiminde rol oynayan genleri baskılamaya yardımcı olduğu görülmüştür.

Kan şekeri seviyelerini yönetmeye yardımcı olabilir. Çalışmalar bütiratın kan şekeri seviyelerini yönetmeye yardımcı olabileceğini göstermektedir.

Anti-tümör özelliklere sahip olabilir. Bazı test tüpü ve hayvan çalışmaları, postbiyotiklerin kolon ve mide kanseri hücreleri de dahil olmak üzere bazı kanser hücrelerinin büyümesini ve yayılmasını bastırmaya yardımcı olabilecek niteliklere sahip olabileceğini göstermektedir.

Probiyotiklerden daha iyi tolere edilebilir. Probiyotik tükettiğinizde vücudunuzdaki faydalı bakteri sayısını artırmış olursunuz. Bununla birlikte, bazı insanlar probiyotikleri iyi tolere edemeyebilir, bu nedenle postbiyotikler daha uygun bir alternatif olabilir.

Diyetinize postbiyotik nasıl eklenir

Postbiyotikler, prebiyotikler ve probiyotikler kadar yaygın olarak bulunmaz.

 

Bununla birlikte, bunları belirli sağlıklı gıda mağazalarından ve internetten satın alabilirsiniz. Bazı durumlarda, “postbiyotik” olarak etiketlenmek yerine, sodyum bütirat, kalsiyum bütirat veya kurutulmuş maya fermentatı gibi başka bir isme sahip olabilirler.

 

Postbiyotikler bağırsaklarınızdaki sağlıklı bakteriler tarafından fermantasyon yoluyla üretildiğinden, prebiyotik ve probiyotik açısından zengin gıdalar yiyerek postbiyotik üretiminizi doğal olarak artırabilirsiniz.

 

Daha fazla postbiyotik oluşturmak için prebiyotik ve probiyotik gıda alımınızı artırarak, pre ve probiyotiklerle ilişkili ek sağlık yararları elde edersiniz.


Prebiyotik kaynakları

Prebiyotikler genellikle tam tahıllar ve sebzeler gibi yüksek lifli gıdalarda bulunur. Aşağıdaki gıdalar bazı iyi kaynaklardır:

·        Sarımsak

·        Soğan

·        Pırasa

·        Kuşkonmaz

·        Arpa

·        Yulaf

·        Keten tohumu

·        Deniz yosunu

·        Probiyotik kaynakları


Probiyotikler genellikle aşağıdaki gibi fermente yiyecek ve içeceklerde bulunur:

·        Yoğurt

·        Kefir

·        Lahana turşusu

·        kombucha

 

0 yorum

İlgili Yazılar

Hepsini Gör

Comments


Öne Çıkanlar
Furkan Büyükbayraktar.JPG

İstanbul Gelişim Üniversitesi, Beslenme ve Diyetetik bölümünde aldığım 4 senelik lisans eğitimini Haziran 2018’de tamamladım. Haliç Üniversitesinde yüksek lisans eğitimime devam ediyorum. 2020 yılından beri kliniğimde yüz yüze, kurumsal ve online olarak danışmanlık veriyorum. Araştırdıklarımı ve öğrendiklerimi burada sizlerle paylaşıyorum. 

  • Facebook
  • Twitter
  • Instagram
christin-hume-mfB1B1s4sMc-unsplash.jpg

Online diyet danışmanlığıyla ilgili detaylı bilgi ve randevu için;

Bu sitede yer alan makaleler tamamen bilgilendirme amaçlı olup, tanı ve tedavi amacıyla kullanılmamalıdır.
Tüm sağlık sorunları için doktorlarınıza başvurunuz.

bottom of page