top of page
  • Gri LinkedIn Simge
  • facebook
  • twitter
  • instagram

Arama Sonuçları

Boş arama ile 110 sonuç bulundu

Blog Yazıları (88)

  • Polikistik Over Sendromunda (PCOS) Beslenme

    Polikistik Over Sendromu PCOS Nedir? PCOS veya Polikistik Over Sendromu, hormonal bir bozukluktur. PCOS'un kesin nedeni bilinmemekle birlikte, genetik ve çevresel faktörlerle ilişkili olduğu düşünülmektedir. Aynı zamanda iltihaplanma ile bağlantılı bir durumdur, yani altta yatan kronik inflamasyon, bu rahatsızlığın büyük bir kısmını tetikliyor gibi görünmektedir. Ne yazık ki, PCOS’un kesin bir tedavisi yoktur. Ancak, medikal yönetim ve yaşam tarzı değişiklikleriyle inflamasyonu azaltmak ve semptomları hafifletmek, hatta ortadan kaldırmak mümkündür. PCOS’ta en çok etkilenen hormonlar androjenler, progesteron ve insülindir. PCOS’lu kadınlar, genellikle “erkeklik hormonu” olarak bilinen androjenleri daha yüksek seviyelerde üretirler (aslında tüm kadınlar androjen üretir). Yüksek insülin seviyeleri ve insülin direnci de PCOS’ta yaygındır. İnsülin, glikozun hücrelere girerek enerji olarak kullanılmasını sağlayan bir hormondur. Bu seride insülin hakkında çok konuşacağız çünkü PCOS'lu kadınların yaşadığı beslenme ve kilo problemlerinin çoğu bununla bağlantılıdır. Ayrıca, PCOS’ta progesteron seviyeleri genellikle düşüktür. PCOS Belirtileri Nelerdir? PCOS belirtileri oldukça çeşitlidir ve çoğu zaman kadınlar için “normal” kabul edilen (ağrılı regl dönemleri ve ruh hali değişimleri gibi) ya da strese bağlanan semptomlarla karıştırılır. Bu yüzden birçok kadın PCOS tanısı almakta zorlanır veya yıllarca (hatta on yıllarca!) PCOS semptomlarıyla yaşar ve bunları hayatın doğal bir parçası sanır. Kadın sağlığında sıkça karşılaşılan sinir bozucu bir durum! İşte yaygın PCOS belirtileri: Yorgunluk  – Glikoz, vücudumuzun ana enerji kaynağıdır ve insülin direnci glikozun hücrelere girişini yavaşlattığı için yorgunluk sık görülen bir şikayettir. Ayrıca, uyku problemleri (uykusuzluk gibi) de PCOS’ta yaygın olup, yorgunluğu daha da artırır. İstenmeyen tüylenme  – Hirsutizm olarak da bilinen aşırı tüylenme; yüz, göğüs, kollar ve karın bölgesinde yaygın olarak görülür. Saç dökülmesi ve saç incelmesi Kilo vermekte zorlanma  – PCOS fazla kiloya neden olmasa da (ve birçok zayıf kadın da PCOS’a sahip olabilir), kilo vermekte zorluk yaygındır. PCOS'lu kadınlar genellikle diyet yapmaktan bıkmış ve hayal kırıklığına uğramış olarak bana başvururlar. Bunun irade eksikliğiyle hiçbir ilgisi yoktur; tamamen biyolojik nedenlerle ilgilidir. Adet düzensizlikleri  – Düzensiz veya geciken adetler, ağır kanamalar ve ağrılı regl dönemleri PCOS’un yaygın belirtilerindendir. Kısırlık  – PCOS, kadınlarda kısırlığın önde gelen nedenidir. Ancak, PCOS tanısı almak, doğurganlık tedavisi olmadan hamile kalamayacağınız anlamına gelmez. Akne  – Özellikle çene, yanaklar, çene hattı ve üst boyun bölgesinde hormonal akne yaygındır. Ruhsal bozukluklar  – PCOS’lu kadınlarda anksiyete ve depresyon daha sık görülür. Ayrıca, yüz tüyleri, kilo sorunları, akne ve kısırlık gibi semptomlarla baş etmek zorunda kalmak da psikolojik olarak zorlayıcı olabilir. Diyabet ve kalp hastalığı riski  – PCOS’un altında yatan inflamasyon ve insülin direnci zamanla diyabet ve kalp hastalığı riskini artırabilir. PCOS ve Kilo Kaybı Birçok kadın PCOS teşhisi aldığında, özellikle daha büyük bedenlere sahipse, ilk tavsiye olarak "sadece kilo ver" denir. Çoğu kişinin tek duyduğu öneri budur. Kısa vadede kilo kaybı bazı semptomları geçici olarak hafifletebilir gibi görünse de, uzun vadede bilinçli kilo kaybı daha fazla zarar verir. PCOS’un kesin nedeni bilinmese de, insülin direnci ve kronik inflamasyonun bu durumu tetikleyebileceği düşünülmektedir. Çoğu sağlık uzmanı, PCOS’u yönetmek için kilo kaybını önerir, ancak bu yaklaşım her zaman etkili veya sürdürülebilir değildir. Kilo kaybı önerisi, kadınları kalori kısıtlamasına ve aşırı düşük karbonhidratlı diyetlere yönlendirebilir. Bu tür diyetler kısa vadede bazı semptomları hafifletebilir, ancak uzun vadede metabolizmayı yavaşlatarak daha fazla kilo alımına, yeme bozukluklarına ve besin eksikliklerine yol açabilir. PCOS’lu bireylerde kilo kaybı zor olabilir çünkü insülin seviyeleri genellikle yüksektir. İnsülin, bir büyüme hormonu olduğu için vücudun yağ depolamasını artırabilir. Ayrıca, kronik stres, uyku eksikliği ve genetik faktörler de kilo kaybını zorlaştıran etmenler arasındadır. Kilo kaybını birincil hedef olarak belirlemek yerine, vücudu besleyici yiyeceklerle desteklemek, stres yönetimi uygulamak ve düzenli uyku alışkanlıkları oluşturmak daha sürdürülebilir bir yaklaşımdır. PCOS Yönetiminde Beslenme PCOS yönetiminde beslenme büyük bir rol oynar, ancak katı diyetler yerine sürdürülebilir ve dengeli bir yaklaşım benimsemek daha etkilidir. İşte PCOS’ta beslenme konusunda dikkat edilmesi gereken temel noktalar: 1. Yeterli ve Dengeli Beslenme İlk olarak, vücudun yeterli enerji aldığından emin olmalıyız . PCOS metabolizmayı yavaşlatabilir ve birçok kadın nedensiz kilo alımı  yaşar. Kilo vermek için kalorileri kısıtlarlar ve tartıda değişiklik görmeyince daha da azaltırlar. Bana geldiklerinde, çok az yemek yediklerini  görüyorum. Ancak ciddi kalori kısıtlaması, PCOS’un altında yatan sorunları daha da kötüleştirebilir . Vücut, hormonların düzgün çalışabilmesi için yağlara ve proteine  ihtiyaç duyar. Diyet yapmak ve kalorileri kısıtlamak, hem fiziksel hem de psikolojik olarak stres seviyelerini artırarak kronik iltihaplanmayı  besler. PCOS’lu kadınlara genellikle düşük karbonhidratlı diyetler önerilir, ancak uzun vadede bu tür kısıtlamalar kilo döngüsüne (artış-azalış döngüsü) yol açarak  zarar verebilir. 2. Düzenli Beslenme Alışkanlıkları İnsülin direnci , PCOS’un en büyük zorluklarından biridir. İnsülin, kan dolaşımındaki glikozun hücrelere girmesine yardımcı olan bir hormondur. Hücreler insüline duyarsız hale geldiğinde , glikoz hücrelere giremez ve enerjiye dönüşemez. Düşük karbonhidratlı diyetler  uygulandığında, hücreler daha fazla glikoza aç hale gelir  ve tatlı krizleri yoğunlaşır . Uzun süre aç kalmak veya düşük karbonhidratlı bir diyet uygulamak, vücudu daha fazla karbonhidrat tüketmeye zorlayabilir ve aşırı şeker isteğine yol açabilir. Bunun yerine: Günde üç ana öğün ve ara öğünler tüketerek kan şekerini dengede tutmak, Her öğünde kompleks karbonhidrat, protein ve sağlıklı yağlar tüketmek, Ara öğünlerde meyve ve yoğurt, ceviz ve kuru meyve gibi dengeli seçenekler tercih etmek önemlidir. 3. Lif Açısından Zengin Karbonhidratlar Seçmek Karbonhidratlar tamamen kesilmesi gereken besinler değildir. Özellikle lif açısından zengin olan tam tahıllar, baklagiller, sebzeler ve meyveler, kan şekerinin daha dengeli seyretmesine yardımcı olur. Beyaz ekmek, beyaz pirinç gibi rafine karbonhidratlar yerine, tam buğday ekmeği, kinoa, bulgur, yulaf gibi kompleks karbonhidratları tercih etmek uzun süreli tokluk sağlar ve insülin seviyelerinin dalgalanmasını önler. PCOS Yönetiminde Beslenme Dışı Faktörler PCOS yönetiminde beslenme önemli olsa da, diğer yaşam tarzı faktörleri de büyük rol oynar. 1. Daha iyi uyku alışkanlıkları edinmek Beslenmeden bağımsız olarak, uyku düzeniniz , PCOS yönetiminde beslenmeden daha önemli bile olabilir . Yetersiz uyku , vücudun stres tepkisini tetikler ve inflamasyonu artırabilir Uyku düzenini sağlamak için: Saat 14:00'ten sonra kafein tüketmeyin. Her gece aynı saatte yatağa girin. Mavi ışık yaydığı için yatmadan 1 saat önce ekran kullanımını azaltın veya mavi ışık filtresi kullanın. Gün içinde hareket edin ve mümkünse güneş ışığı alın. Yatak odanızı serin ve rahat bir hale getirin. Stresi yönetin, çünkü stres uyku kalitenizi doğrudan etkileyebilir. 2. Stres yönetimi Kronik stres, vücudun iltihabı düzenleme yeteneğini bozar . İş, aile, mali sıkıntılar, hatta PCOS semptomlarının kendisi  (yorgunluk, akne, doğurganlık problemleri, tüylenme vb.) stres kaynağı olabilir. Ayrıca PCOS, kaygı ve depresyon riskini artırır . Bu yüzden, stresle başa çıkmanın yollarını bulmak çok önemlidir. Arkadaşlar, aile, meditasyon, egzersiz, terapi... ya da hepsini birden kullanabilirsiniz! 3. Omega-3 yağları artırmak PCOS’lu kadınlar, iltihabı azaltmak için daha fazla omega-3 yağ asidine ihtiyaç duyabilir . Omega-3 bakımından zengin besinler şunlardır: Yağlı balıklar  (somon, uskumru, ton balığı, sardalya, alabalık) Ceviz, keten tohumu, chia tohumu, kenevir tohumu Yeşil yapraklı sebzeler, kış kabağı, otla beslenmiş hayvanların süt ve yumurtaları Besinlerden alınan omega-3, takviyelerden daha faydalıdır, ancak gerektiğinde takviye kullanımı için bir doktor veya diyetisyenle konuşabilirsiniz . 4. Takviye ve İlaç Kullanımı PCOS yönetimi kişiye özel olmalıdır. Bazı kadınlar, insülin duyarlılığını artıran metformin gibi ilaçlardan fayda görebilir. Ayrıca, inositol, D vitamini ve magnezyum gibi bazı takviyeler PCOS semptomlarını hafifletmede etkili olabilir. Ancak, takviye kullanmadan önce mutlaka bir doktor veya diyetisyenle görüşmek gereklidir. Sonuç: Kilo Kaybına Değil, Sağlığa Odaklanın PCOS yönetiminde amaç, sürdürülebilir sağlıklı alışkanlıklar geliştirmek ve vücudu destekleyici bir beslenme düzeni oluşturmaktır. Kilo kaybı her zaman mümkün veya gerekli olmayabilir. Sezgisel beslenme, PCOS semptomlarını hafifletmeye yardımcı olurken, aynı zamanda yiyeceklerle sağlıklı bir ilişki kurmayı da destekler. Bu yazının, PCOS yönetimi için pratik stratejiler sunmasını umuyorum . Daha fazla destek almak isterseniz, bireysel danışmanlık hizmetimiz hakkında bilgi alabilirsiniz . PCOS ile mücadele eden kişilere beslenme ve sağlıklı yaşam tarzı konusunda destek vermek isteriz.

  • Hormon Dengesini Sağlamak İçin En İyi Diyet: Yeterli ve Dengeli Beslenme

    Günümüzde hormonları dengelemek için önerilen diyetler, sosyal medyanın en popüler sağlık trendlerinden biri haline geldi. Eğer hormonal bir rahatsızlığınız varsa ya da buna benzer semptomlar yaşıyorsanız, karşılaştığınız bilgi kirliliği nedeniyle ne yapmanız gerektiğini kestirmek zor olabilir. Ancak bilimsel gerçekler, kısıtlayıcı diyetlerin hormon sağlığını iyileştirmekten çok bozabileceğini gösteriyor. Bu yazıda, hormon sağlığını desteklemek için en önemli faktör olan yeterli ve dengeli beslenmenin önemini ele alacağız. Hormonların ve Vücuttaki Rolleri Hormonlar, vücuttaki çeşitli işlevleri düzenleyen kimyasal habercilerdir. Metabolizma, üreme, büyüme ve gelişme, ruh hali, stres tepkisi, cinsel fonksiyonlar ve uyku düzeni gibi birçok süreç hormonlar tarafından kontrol edilir. Endokrin sistemin bir parçası olarak hormonlar, çeşitli organlar ve bezler tarafından salgılanır ve vücutta farklı sistemler arasında iletişimi sağlar. Hormon dengesizlikleri, belirli hormonların fazla ya da yetersiz üretilmesi sonucu ortaya çıkar. Örneğin, diyabet  insülin eksikliğinden kaynaklanırken, Polikistik Over Sendromu (PCOS)  fazla androjen üretimi nedeniyle meydana gelir. Hormon dengesizliklerinin nedenleri arasında genetik faktörler, otoimmün hastalıklar, çevresel etmenler ve beslenme eksiklikleri yer alır. Yaygın hormon bozuklukları şunlardır: Hipotiroidi ve hipertiroidi Diyabet PCOS Cushing sendromu Hipotalamik amenore Graves hastalığı Hormon Sağlığı ve Beslenme Hormon sağlığını iyileştirmek amacıyla birçok kişi karbonhidratları kesmek, gluteni tamamen bırakmak veya hızlı kilo vermek gibi kısıtlayıcı diyetlere yönelmektedir. Ancak çoğu durumda bu tür kısıtlamalar bilimsel temelden yoksundur ve sağlık üzerinde olumsuz etkiler yaratabilir. Doktorlar ve sağlık profesyonelleri bazen yeterli beslenme eğitimi almadıkları için, yanlış veya eksik beslenme önerileri sunabilmektedirler. Öte yandan, bazı özel durumlarda belirli besin gruplarının kısıtlanması faydalı olabilir. Örneğin, Hashimoto hastalığı olan bireylerde çölyak hastalığı sık görüldüğünden, glutensiz beslenme semptomları hafifletebilir. Ancak, hormonal dengesizlikleri yönetmek için en önemli strateji, yeterli ve dengeli beslenmektir. Yetersiz Beslenmenin Hormon Sağlığı Üzerindeki Etkileri Yetersiz beslenme, hormon üretimi ve endokrin sistemin genel işleyişi üzerinde olumsuz etkiler yaratabilir. Hormon Üretiminde Azalma Hormonlar, amino asitler (proteinler) ve lipitler (yağlar) kullanılarak sentezlenir. Yetersiz beslenme, bu temel yapı taşlarının eksikliğine yol açarak hormon üretimini sekteye uğratır. Metabolizmanın Yavaşlaması Vücut, düşük enerji alımı karşısında hayatta kalmak için metabolik hızını düşürür. Bu, üreme fonksiyonlarının, bağışıklık sisteminin ve kemik sağlığının olumsuz etkilenmesine neden olabilir. Besin Eksiklikleri ve Hormon Dengesizlikleri D vitamini, iyot, B12 ve esansiyel yağ asitleri gibi besin öğeleri, hormon sağlığı için kritik öneme sahiptir. Yetersiz beslenme, bu besinlerin eksikliğine yol açarak hormonal bozukluklara katkıda bulunabilir. Artan Fiziksel ve Psikolojik Stres Kronik düşük kalori alımı, vücudun stres hormonları salgılamasına neden olabilir. Aynı zamanda, sürekli olarak beslenme konusunda kaygı duymak, psikolojik olarak stres yaratır ve hormon sağlığını olumsuz etkileyebilir. Hormon Dengesini Destekleyen Beslenme Önerileri Her hormonal hastalık farklı beslenme yaklaşımları gerektirse de, genel olarak sağlıklı bir endokrin sistem için dikkat edilmesi gereken bazı temel ilkeler şunlardır: Yeterli Kalori Alımı:  Vücudun ihtiyacı olan enerji miktarını karşılamak, hormon üretimi ve metabolizmanın sağlıklı çalışması için önemlidir. Dengeli Makro Besin Alımı:  Karbonhidrat, yağ ve protein dengesi korunmalıdır. Özellikle sağlıklı yağlar, hormon üretiminde kritik rol oynar. Mikro Besin Ögelerinin Yeterli Alımı:  Vitamin ve mineral açısından zengin bir diyet, hormonal dengeyi destekler. D vitamini, magnezyum, iyot ve çinko gibi besin ögeleri özellikle önemlidir. Çeşitli ve Doğal Besinler:  İşlenmiş gıdalardan kaçınıp, tam tahıllar, sebzeler, meyveler, sağlıklı yağlar ve kaliteli protein kaynakları içeren bir beslenme düzeni benimsemek faydalıdır. Yeterli Su Tüketimi:  Hormonların düzenli çalışabilmesi için vücudun iyi hidrate olması gerekir. Ayrıca, hormonal bozuklukların tedavisinde beslenme tek başına yeterli olmayabilir. Medikal tedavi , birçok durumda beslenmeden daha etkili bir yöntem olabilir. Eğer bir hormonal hastalık için ilaç kullanmanız önerildiyse, bunu beslenmeyle desteklemek faydalı olabilir, ancak yalnızca beslenme ile tedavi etmeye çalışmak yeterli olmayabilir. Sonuç Hormonal sağlığı iyileştirmek için uygulanan kısıtlayıcı diyetler, genellikle bilimsel temelden yoksun olup sağlık üzerinde olumsuz etkiler yaratabilir. En iyi yaklaşım, yeterli ve dengeli beslenmeyi benimsemek ve bireysel ihtiyaçlara göre uyarlanmış bir beslenme planı oluşturmaktır. Eğer hormonal sağlığınızı desteklemek için profesyonel bir beslenme danışmanlığına ihtiyacınız varsa, uzman bir diyetisyenle çalışarak size uygun bir beslenme planı oluşturabilirsiniz.

  • Farklı Boyutlarıyla Genetiği Değiştirilmiş Organizmalar

    Genetiği Değiştirilmiş Organizma (GDO); gen teknolojisi kullanılarak doğal yollardan elde edilmesi mümkün olmayan ve yeni ve farklı özellikler kazandırılmış organizmalar için kullanılan bir kavramdır. Son yıllarda özellikle, enzim ve fermantasyon teknolojisindeki hızlı gelişmeler ve genetik olarak değiştirilmiş organizmaların gıda sanayinde kullanılması bu alanın ufuklarını genişlettiği gibi üretimi artırmış, hızlandırmış ve kaliteyi de yükseltmiştir. Dünyada artık pek çok GDO’lu ürün bulunmaktadır. Bunların başlıcaları; mısır, patates, domates, pirinç, soya, buğday, kabak, bal kabağı, ayçiçeği, yer fıstığı, bazı balık türleri, kolza, kasava ve papayadır. Bunların dışında, muz, ahududu, çilek, kiraz, ananas, biber, kavun, karpuz ve kanola gibi ürünler üzerinde çalışmalar devam etmektedir. GDO'ların üretimindeki temel amaç; hastalıklara ve zararlı organizmalara karşı dirençli dayanıklı, raf ömrü daha uzun, yabancı ot ilaçlarına karşı dayanıklı, besin değeri yüksek lezzetli gıdaların üretilmesi ve ekilen arazide birim alandan daha fazla verim alınması hedefleri yer almaktadır. Günümüzde GDO’ların insanlar üzerinde getireceği yararların yanı sıra potansiyel zararları ve riskleri de tartışılmaktadır. GDO’ların Etkileri: GDO’ların ilerleyen teknolojik gelişmelerin yardımıyla özellikle besinler üzerinde insanların geleceği için getirebileceği yararlarının yanında potansiyel zararları veya risklerinin de bulunabileceği düşünülmektedir. GDO’ların Bildirilen Avantajları Her yıl 3 milyon çocuğun ölümüne neden olan, 130 milyon okul öncesi çocukta ve 7 milyon gebede körlüğe kadar varan görme bozukluklarına yol açan Vitamin A eksikliği ile mücadele için, β-Karoten'den zenginleştirilmiş “Altın Pirinç” projesinin önemli bir çözüm önerisi sunacağı düşünülmüş, ancak henüz piyasaya sürülememiştir. Aşı ve ilaç üretiminde de bu teknolojiden faydalanılması düşünülmektedir. Bu sağlanabilirse, daha düşük maliyetlerle, daha güvenli üretim yapılması mümkün olacaktır. Aşı çalışmaları henüz deneysel aşamada olmakla birlikte, insülin üretiminde önemli adımlar atılmıştır. Sosyo-ekonomik açıdan; GD tohum ile yapılan tarımda, geleneksel yöntemlere göre daha az sulama ihtiyacı olacağı, daha yüksek verim alınabileceği, tarıma elverişliliği düşük olan bölgelerde ekim yapılabileceği, kuraklık ve hava olayları gibi abiyotik streslere dayanıklı olacağı düşünülmektedir. Böylece, tarım teknolojisi gelişmemiş olan ve iklimi elverişli olmayan bölgelerde de tarım yapılabilmesinin mümkün olacağı, bunun da yoksul toplumlara eğitim, iş ve yiyecek imkânı sağlayacağı ileri sürülmüştür. Bu teknoloji, gıdaların besin değerlerinin arttırılmasında da kullanılır. Bu uygulamanın temel amacı, insan sağlığı açısından önemli olan maddelerin yeterli seviyede üretilmesidir. Bu şekilde, gıda maddelerinde daha önceden var olmayan veya az miktarlarda üretilen çeşitli maddelerin üretimi artırmak veya yeni maddelerin üretilmesini sağlanmaktadır. Gen teknolojisi, biyololojik oksidasyonu yavaşlatabilen veya durdurabilen bileşiklerden olan mineral maddelerin ve doğal oluşan antioksidanların (Vitamin A, C, E, Karetenoid, Flavunoid vs.) miktarlarındaki artış için de kullanılabilmektedir. Böylece özellikle az gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde, önlenebilir hastalıkların görülme sıklığını azaltacağı, beslenme eksikliğine bağlı problemlerle mücadeleye katkı sağlayacağı düşünülmektedir. GDO’ların Bildirilen Zararları: GDO’lu gıdalar konusundaki kaygılar temelde üç ana grupta toplanmaktadır; çevre ve doğa açısından olası tehlikeleri, insan sağlığı açısından olası riskleri ve ekonomik kaygılar. Literatürde alerjik etkiler dışında GDO veya GDO’lu ürünlerin doğrudan insan sağlığına olumsuz etkisini gösteren araştırma sonuçlarına rastlanmamaktadır, ancak kısa süreli yapılan hayvan deneylerinin sonuçları kaygı vericidir. Gıda kaynaklı olmayan veya yeni kombinasyonlarla üretilen genlerin alerjik reaksiyonları tetikleyebileceği ya da yeni tip reaksiyonların oluşmasında başrol oynayabilecekleri endişesi mevcuttur. Bununla ilgili tek somut vaka Brezilya fındığından alınan bir genin, besin içeriğinin zenginleştirilmesi için soyaya aktarıldığı bir üründe yaşanmıştır. 1996 yılında, Brezilya kestanesinden soya fasulyesine aktarılan "2S" genini içeren ürünler, alerji yapması nedeniyle marketlerden toplatılmıştır. Gen aktarımında, seleksiyon amacıyla aktarılan özelliklerden biri antibiyotik direncidir. Mahsullere işaretçi olarak yerleştirilen antibiyotik direnç genlerinin, GD gıda ile beslenen insan veya hayvanların bağırsaklarında bulunan patojen mikroorganizmalara ve aynı zamanda, tarlada ekilen GD bitkilerin çürümesi ile bu bitkilerde bulunabilen genlerin toprak vasıtasıyla bazı bakterilere geçebileceği olasılığı üzerinde durulmaktadır. Genetik modifikasyonun, zehirlenmeye neden olabilecek doğal bitki toksinlerinin, zehir oluşmasından sorumlu genlerin yanlışlıkla aktive edilmesiyle gelişebileceğinden endişe edilmektedir. Yapılan çalışmalarda GDO’lu ürünlerin kısırlık ve sakat doğum riskini artırdığına yönelik bulgular elde edilmiştir. Bu alanda Avrupa Gıda Güvenliği Kurumu tarafından 2007 yılında gerçekleştirilen araştırmada, GDO’lu soya ile beslenen dişi farelerden doğan bebek farelerin diğerlerine göre daha küçük oldukları ve büyük bir kısmının üç hafta içerisinde öldükleri tespit edilmiştir. Türkiye’deki Durum: Ülkemizde 2011 yılından beri Biyogüvenlik Kurulunun almış olduğu kararlarda genetiği değiştirilmiş ürünlerin (soya ve mısır çeşitlerinin) hayvan yemi olarak kullanımına izin verildiği görülmektedir. T.C. Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı; GDO ve ürünlerinin insan gıdası olarak tüketilmesi serbest olmasına rağmen, ülkemizde GDO içeren gıda üretimine ve ithalatına izin verilmediğini belirtmiştir. Türkiye'de GDO ve ürünlerinin gıda amaçlı olarak kullanılması ve GDO'lu üretim yapılmasının tamamen yasak olduğu bildirilmiştir. Sonuç: Dünyada genetik yapısı değiştirilmiş canlıların ve bunlardan elde edilen gıdaların dağılımı hızla artmaktadır. Mısır ve soyadan üretilen yağ, un, nişasta, glikoz şurubu, sakkaroz, fruktoz içeren gıdalar; bisküvi, kraker, pudingler, bitkisel yağlar, bebek mamaları, şekerlemeler, hazır çorbalar, mısır ve soyayı yem olarak tüketen tavuk ve benzeri hayvanlardan elde edilen gıdalar GDO’lu olma riski taşıyan ürünlerin başında gelmektedir. Bu ürünlerin özellikle insan sağlığı üzerinde kısa ve uzun dönemde oluşturacağı etkiler ise yeterince bilinmemektedir GDO’lu ürünlerin elde edilebilmesi için yüksek düzeyde teknoloji kullanıldığını biliyoruz. Teknoloji olanaklarının her gün yeni bir ivme kazandığı yirmi birinci yüzyılda bu konuda gelecek günlerde de gelişmelerin olacağı açık. GDO’lar konusunda bugün pek çok bilinmeyen olduğu düşünülmekte. Acaba yapılan onca araştırma ve geliştirmeler sonucunda tüketici ve tüketicinin sağlığı düşünülerek yapılacak bir GDO var mıdır? Cummins R, Lilliston B. Genetically Engineered Food. New York, Marlowe Company, 2000; 208. Domigo JL. Health Risks of Genetically Modified Foods: Many Opinions But Few Data. Science, 2000; 288: 1748-9. Kulaç İ, Ağırdil Y, Yakın M. Sofralarımızdaki Tatlı Dert, Genetiği Değiştirilmiş Organizmalar ve Halk Sağlığına Etkileri. Türk Biyokimya Dergisi, 2006; 31 (3): 151-5. Haspolat, I. (2012). Genetiği Değiştirilmiş Organizmalar ve Biyogüvenlik. Ankara Üniv. Vet. Fak. Der., 59, 75-80. Qaim, M. Z. (2003). Yield Effects of Genetically Modified Crops in Developing Countries. Science Magazine(299), 900-902. Batalion N (2000): 50 Harmful Effects of Genetically Modified Foods. Americans for Safe Food, Oneonta, NY. Uzogara, S.G., 2000. The impact of genetic modification of human foods in the 21st century: A review. Biotechnology Advences 18, 179-206. Özge ÖZGEN ARUN, Karlo MURATOĞLU, Funda YILMAZ EKER. Genetiği Değiştirilmiş Organizmalar Kavramına Genel Bakış, İstanbul Üniv. Vet. Fak. Derg. / J. Fac. Vet. Med. Istanbul Univ., 41 (1), 113-123, 2015 doi: 10.16988/iuvfd.2015.03790 Kulaç İ, Ağırdil Y, Yakın M. Sofralarımızdaki Tatlı Dert, Genetiği Değiştirilmiş Organizmalar ve Halk Sağlığına Etkileri. Türk Biyokimya Dergisi, 2006; 31 (3): 151-5. Raja K (2003): Watch dog Refuses Claims of Rapid Global Growth in GE Crops Erişim adresi: http://www.twnside.org.sg/title/5266c.htm Erişim tarihi: 19.10.2011. Türkiye Biyogüvenlik Bilgi Değişim Mekanizması http://www.tbbdm.gov.tr/Home/BioSafetyCouncilHome/ CouncilDecisionsOfficialGazette.aspx adresinden alındı (Erişim 2015 11 12) Genetik Yapısı Değiştirilmiş Organizmalar ve Ürünlerine Dair Yönetmelik. 13 Ağustos 2010 tarihli Resmi Gazete, Sayı: 27671.

Hepsini Görüntüle

Diğer Sayfalar (20)

  • İletişim | Amasya | Diyetisyen Furkan Büyükbayraktar

    Diyetisyen Furkan Büyükbayraktar İletişim Sayfası İLETİŞİM İletişim Bilgilerimiz Adres: Beyazıtpaşa Mahallesi, Tabakhane Caddesi, No: 33, Daire: 19, Amasya/Merkez Email: info@furkanbuyukbayraktar.com Telefon: (544) 475 52 75 Gönder Gönderdiğiniz için teşekkür ederiz!

  • Hakkımda | Amasya | Diyetisyen Furkan Büyükbayraktar

    Diyetisyen Furkan Büyükbayraktar, Amasya Diyetisyen Furkan Büyükbayraktar Diyetisyen 1995 yılında Amasya’da doğdum. İlkokul ve lise eğitimimi burada tamamladıktan sonra 2014 yılında İstanbul’da Gelişim Üniversitesi Beslenme ve Diyetetik Bölümü’ ne başladım. Eğitim-Öğretim sürecinde tüm bölüm stajlarını tamamlayarak mesleğime büyük bir heyecanla başladım. Kurum beslenmesi, çeşitli Özel ve devlet hastanelerin diyet mutfaklarında ve polikliniklerinde stajlarımı tamamladım. Beslenme ve diyetetik eğitimim sürecinde ve sonrasında birçok konferans, sempozyum ve kongrelere katıldım. Edindiğim bilgilerle mesleğimi yakından tanıma fırsatı buldum. Mezun olur olmaz staj yaptığım InBody Medikalde göreve başladım. Çalıştığım bu dönemde eğitimime devam etme kararı alarak İstanbul Haliç Üniversitesinde yüksek lisans eğitimine başladım. Şubat 2020 itibariyle FURKAN BÜYÜKBAYRAKTAR BESLENME VE DİYET DANIŞMANLIĞI’nı açarak en büyük hayallerimden birisine adım attım. Bugün; yüz yüze danışmanlık, kurumsal danışmanlık ve online diyetisyen olarak çalışıyorum. Sağlıklı bir yaşama başlamak, hedeflediğiniz kiloya ulaşmak, sağlık sorunlarınızı çözüp daha mutlu ve daha enerjik bir hayata merhaba demek istiyorsanız, buraya tıklayarak benimle iletişime geçebilirsiniz. Mutluluk ve Sağlıkla Diyetisyen Furkan Büyükbayraktar Randevu Al Kurslar/Sertifikalar Okul Öncesi Çocuklarda Beslenme Ve Psikoloji Semineri, 20-22 Nisan 2016, Kardelenler Eğitim Kurumları 1. İstanbul Ulusal Beslenme Ve Diyetetik Kongresi, 16-18 Nisan 2015, Haliç Üniversitesi Türkiye’de Nutri-Genetik’in 15.Yılı, 19 Mart 2017, NUGEN Obezitenin Tedavisinde Bariatrik Cerrahiye Multidisipliner Yaklaşım Paneli, 10- 13 Nisan 2017, İstanbul Bilim Üniversitesi Cerrahi Olgularda Tıbbi Beslenme Tedavisi Paneli, 19-20 Aralık 2016, İstanbul Gelişim Üniversitesi Spastik Kolit, Çölyak vb. & FODMAPS ve Ötesi Konferansı, 17 Aralık 2016, Bezmialem Vakıf Üniversitesi Teknoloji Bağımlılığı ve Obezite Okulu,20 Aralık 2015, Marmara Üniversitesi Yeşilay Kulübü ve Bezmialem Vakıf Üniversitesi Yeşilay Kulübü BAŞAK Projesi Moleküler Beslenme Sempozyumu, 3 Ekim 2016, Moleküler Beslenme Diyetisyenliği Gıda Güvenliği Sistem Sertifikasyonu, 9-13 Mayıs 2015, TSC Gıda Güvenliği Global Standartı - BRC,9-13 Mayıs 2015, TSC Gelişim Diyette 2015 Sempozyumu,19 Mayıs 2015, İstanbul Gelişim Üniversitesi Gelişim Diyette 2016 Sporcu Beslenmesi Sempozyumu,9 Mayıs 2016, İstanbul Gelişim Üniversitesi Sporcu Beslenmesi Günü,26 Aralık 2016, İstanbul Gelişim Üniversitesi 2. İstanbul Ulusal Beslenme ve Diyetetik Kongresi, 23-26 Kasım 2018, İstanbul Okan Üniversitesi 8. Ulusal Obezite Kongresi, 23-26 Kasım 2017, Türk Diyabet ve Obezite Vakfı Klinik Nütrisyon Temel Eğitimi, 24 Şubat 2018, KEPAN Koruyucu Sağlık ve Beslenme Sempozyumu, 17-18 Şubat 2018, AHEF Koruyucu Hekimlik Günleri Sempozyumu, 17-18 Şubat 2018, AHEF 7. Ulusal Sağlıklı Yaşam Sempozyumu, 12-15 Nisan 2018, Ulusal Sağlıklı Yaşam Sempozyumu Geriatri Diyetisyenliği Kursu, 12-15 Nisan 2018, Ulusal Sağlıklı Yaşam Sempozyumu ProbioCLASS - Beslenme & Prebiyotik & Probiyotik Bahar Okulu, 12-15 Nisan 2018, Ulusal Sağlıklı Yaşam Sempozyumu Obeziteye Genel Bakış ve Metabolik Cerrahi, 9 Mart 2018, İstabul Kültür Üniversitesi Sporcularda Beslenme Durumunun Değerlendirilmesi, 25-30 Nisan 2021, Nutrition Weekend Sports Takım Sporlarında Sporcu Beslenmesi ve Menü Planlama, 25-30 Nisan 2021, Nutrition Weekend Sports Sporcularda Dikkat Edilmesi Gereken Psikolojik Faktörler, 25-30 Nisan 2021, Nutrition Weekend Sports Sporda Besin Takvileri ve Ergonojik Destekler, 25-30 Nisan 2021 , Nutrition Weekend Sports İletişim 0544-475-52-75 info@furkanbuyukbayraktar.com

  • Çerez Politikası | Diyetisyen Furkan Büyükbayraktar

    Diyetisyen Furkan Büyükbayraktar Çerez Politikası YASAL BİLGİLER Çerez Politikası Gizlilik ve Kullanıcı Sözleşmesi Aydınlatma Metni Tıbbi Sorumluluk Reddi DİYETİSYEN FURKAN BÜYÜKBAYRAKTAR ÇEREZ POLİTİKASI DİYETİSYEN FURKAN BÜYÜKBAYRAKTAR ("Veri Sorumlusu") olarak sahip olduğumuz ”https://www.furkanbuyukbayraktar.com ” web sitemizin ("Web Sitesi") ziyaretçilerine daha iyi bir kullanım deneyimi sağlayabilmek için internet çerezleri kullanmaktayız. Bu Çerez Kullanımı Politikası ("Politika"), tüm Web Sitesi ziyaretçilerimize ve kullanıcılarımıza hangi tür çerezlerin hangi koşullarda kullanıldığını açıklamaktadır. Web sitemizde Üyelik bulunmamakta olup kişisel verilerinizin işlenmesine dair detaylı bilgilere WhatsApp ile iletişime geçmeniz durumunda karşınıza çıkacak Aydınlatma Metni'nde ulaşabilirsiniz. Bu Politika, Web Sitesi'ne hangi teknolojilerle, hangi yöntemlerle ve ne şekilde bağlandığınıza bağlı olmaksızın uygulanmaktadır. Dolayısıyla bu Politika'yı dikkatlice okuyup ileride inceleyebilmeniz açısından bir kopyasını almanızı tavsiye ederiz. Çerez kullanılmasını tercih etmezseniz tarayıcınızın ayarlarından Çerezleri silebilir ya da engelleyebilirsiniz. Ancak bunun Site kullanımınızı etkileyebileceğini hatırlatmak isteriz. Site üzerinden Facebook, Instagram, WhatsApp gibi sosyal ağlarda paylaşım sağlayabilirsiniz. Bahse konu sosyal ağların topladığı verilerin içeriği ve kapsamı ilgili sosyal paylaşım siteleri tarafından belirlendiğinden Veri Sorumlusunun bu ağlar üzerinde herhangi bir yetkisi bulunmamaktadır. Bu nedenle bu sosyal ağlar aracılığıyla toplanan verilerinizin işlenme şartları bakımından ilgili sosyal ağın veri koruma politikalarını kontrol ederek ayarlarınızı düzenleyebilirsiniz. Çerez Nedir? Çerez, bir web sitesini ziyaret ettiğinizde tarayıcınız aracılığıyla bilgisayarınıza veya mobil cihazınıza kaydedilen küçük boyutlu bir metin dosyasıdır. Çerezler, bir web sitesini ilk ziyaretiniz sırasında tarayıcınız aracılığıyla cihazınıza depolanabilirler. Aynı siteyi aynı cihazla tekrar ziyaret ettiğinizde tarayıcınız cihazınızda site adına kayıtlı bir çerez olup olmadığını kontrol eder. Eğer kayıt var ise, kaydın içindeki veriyi ziyaret etmekte olduğunuz web sitesine iletir. Bu sayede web sitesi, sizin siteyi daha önce ziyaret ettiğinizi anlar ve size iletilecek içeriği de ona göre tayin eder. Çerezler bir sitenin daha verimli çalışmasının yanı sıra kişisel ihtiyaçlarınıza daha uygun ve hızlı bir ziyaret deneyimi yaşatmak için kişiselleştirilmiş sayfaların sunulabilmesine olanak vermektedir. Çerezler, sadece internet ortamındaki ziyaret geçmişinize dair bilgiler içermekte olup bilgisayarınızda veya mobil cihazınızda depolanmış dosyalara dair herhangi bir bilgi toplamamaktadır. Çerez Neden Kullanılır? Bazı çerezler, daha önceki ziyaretlerinizde kullandığınız tercihlerin web sitesi tarafından hatırlanmasını sağlayarak, sonraki ziyaretlerinizin çok daha kullanıcı dostu ve kişiselleştirilmiş bir deneyim sunmasını sağlar. Ayrıca, web sitesinde bulunan üçüncü taraflara ait linkler, bu üçüncü taraflara ait gizlilik politikalarına tabi olmakla birlikte, gizlilik uygulamalarına ait sorumluluk ”https://www.furkanbuyukbayraktar.com ” Web Sitesi’ne ait olmamaktadır ve bu bağlamda ilgili link kapsamındaki site ziyaret edildiğinde siteye ait gizlilik politikasının okunması önerilmektedir. Çerez Türleri ve Kullanım Amaçları Çerezlerin kullanılmasının temel amaçları; Web Sitesi'nin daha etkili kullanılabilmesi için bazı teknik verilere ihtiyaç duyulması, Veri Sorumlusunun sizin Web Sitesi'ni tarama ve kullanma tercih ve alışkanlıklarınıza ilişkin bilgilerin toplanması, Veri Sorumlusunun, 5651 sayılı Internet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanun ve Internet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesine Dair Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik'ten kaynaklananlar başta olmak üzere, kanuni ve sözleşmesel yükümlülüklerini yerine getirebilmesi için IP adresiniz gibi kişisel verilerinize ihtiyaç duyması. Zorunlu Çerezler: Zorunlu çerezler, internet sitemize göz atmanız, internet sitemizin düzgün bir şekilde çalışabilmesi, özelliklerinden ve sunulan hizmetlerden yararlanabilmeniz için gerekli olan çerezlerdir. Bu çerezler güvenlik ve doğrulama gibi amaçlar için kullanılmakta olup, herhangi bir pazarlama amacı doğrultusunda kullanılmaz ve kimliğinizi tanımlamaz. İşlevsellik çerezleri: İşlevsellik çerezleri, daha kişiselleştirilmiş bir çevrimiçi deneyim için internet sitemizde geçmişte yaptığınız seçimlerin (kullanıcı adınız, bulunduğunuz bölge veya kullandığınız dil) hatırlamasına olanak tanır. Bu çerezlerin topladığı bilgiler, kullanıcı adınız gibi kimliğinizi tanımlayabilecek verileri içerebilir. Bu tür çerezlerin kullanımına izin verilmemesi size özel bir özelliğin kullanılmamasına neden olabilir ve tercihlerinizi hatırlamasını engeller. Performans çerezleri: Bu çerezler, web sitemizi nasıl kullandığınız, hangi sayfaları ziyaret ettiğiniz ve hangi bağlantıları tıkladığınız gibi bilgileri toplayarak ziyaretçilerin web sitemizle nasıl bir etkileşime girdiğini anlamamıza yardımcı olur. Bu çerezler kimliğinizi tanımlamaz. Tüm veriler isimsiz bir şekilde alınır ve bir araya getirilir. Bu çerezleri kabul ederek internet sitemizi iyileştirmemize yardımcı olur, internet sitemizin çalışma şeklini geliştirmemize de katkıda bulunursunuz. Pazarlama çerezleri: Bu çerezler size ve ilgi alanlarınıza yakın olan içerikleri ve kampanyaları sunmak amacıyla kullanılır. Ayrıca hedefli reklamlar sunmak veya bir reklamın size görüntülenme sayısını kısıtlamak amacıyla da kullanılabilir. Bu çerezler tarafınıza özel ürün tanıtımı yapmak, kişiselleştirilmiş reklamlar göstermek, reklam kampanyalarının etkinliğini ölçmek için kullanılabilir. Web Sitesi'nde farklı türlerde çerezler kullanmaktayız. IP adresi, konum bilgisi, güvenlik amacıyla kullanılan zorunlu çerezler ve diğer çerezler yukarıda gösterilmiştir. Zorunlu olmayan çerezleri, işbu Çerez Politikamızda açıklanan şekilde engelleyebilirsiniz. Çerezlerin kabul edilmemesi durumunda ne olur? Çerezleri kabul etmemeye karar vermeniz durumunda, bu internet sitesinin belirli özellikleri görüntülenemeyebilir ya da doğru çalışmayabilir. Bu da internet sitemizde yapacaklarınızı sınırlar ve tasarım ve kullanıcı deneyimi üzerinde etkiye sahip olabilir. Çerezlerin Kullanılmasını Nasıl Engelleyebilirsiniz? Çerezlerin kullanılması Web Sitesi’nin daha : Internet Explorer Masaüstünü açın ve görev çubuğunda Internet Explorer simgesine dokunun veya tıklayın. Araçlar düğmesine ve İnternet Seçenekleri ‘ne dokunun veya tıklayın. Gizlilik sekmesine dokunun veya tıklayın, ardından tüm tanımlama bilgilerini engellemek için “Ayarlar”ın altında bulunan kaydırıcıyı yukarıya hareket ettirin ve “Tamam” düğmesine dokunun veya tıklayın. Google Chrome Bilgisayarınızda Chrome'u açın. Sağ üstte “Diğer Ayarlar”ı tıklayın. Altta “Gelişmiş”i tıklayın. "Gizlilik ve güvenlik"in altında “İçerik Ayarları”nı tıklayın. Çerezler'i tıklayın. "Tüm çerezler ve site verileri"nin altında Web Sitesi'nin adını arayın. Sitenin sağındaki “Kaldır” simgesini tıklayın. Mozilla Firefox Firefox Menü düğmesine tıklayın ve “Seçenekler”i seçin. “Gizlilik ve Güvenlik” panelini seçin ve “Geçmiş” bölümüne gidin. Firefox ayarını geçmiş için özel ayarları kullansın olarak değiştirin. “Çerezleri göster” düğmesine tıklayın. Çerezler penceresi görünecektir. Arama: alanına, çerezlerini silmek istediğiniz sitenin adını yazın. Aramanızla eşleşen çerezler görüntülenecektir. Silmek istediğiniz çerez(ler)i seçip “Seçilenleri sil” düğmesine tıklayın. “Kapat” düğmesine tıklayarak Çerezler penceresini kapatın. Sonra da about: preferences sayfasını kapatın. Safari Safari > Tercihler'i seçin. “Gizlilik” öğesini tıklayın. “Web Sitesi Verileri”ni tıklayın. Bir veya daha fazla web sitesi seçin ve sonra “Sil” veya “Tümünü Sil”e tıklayın. Microsoft Edge Microsoft Edge tarayıcınızın sağ üst köşesinden üç nokta işareti olan bölüme tıklayın ve “Ayarlar” bölümüne gelin. Karşınıza gelen yeni pencereden “Temizlenecek Öğeleri Seç” dedikten sonra karşınıza gelen pencereden temizlemek istediğiniz bölümleri seçin. Burada birçok bölüm bulunmaktadır. İstediğinizi seçerek temizleme işlemine başlayabilirsiniz. Diğer ana web tarayıcılarında bu işlemin nasıl yapılacağı hakkında daha fazla bilgiyi https://www.esb.org.tr/cerez-bellek https://www.aboutcookies.org/how-to-delete-cookies/ adresinde bulabilirsiniz. Ziyaret ettiğiniz web sitelerinin geride bıraktığı tüm çerezli üçüncü parti yazılımlar aracılığıyla da silebilirsiniz. Bilgi Edinme Hakkınız KVK Kanunu’nun 11. maddesi kapsamında, Veri Sorumlusuna başvurarak kişisel verilerinizin; İşlenip işlenmediğini öğrenme; İşlenmişse buna ilişkin bilgi talep etme, işlenme amacını ve amacına uygun kullanılıp kullanılmadığını öğrenme, Yurt içinde / yurt dışında aktarıldığı 3. kişileri bilme, eksik / yanlış işlenmişse düzeltilmesini isteme; KVK Kanunu’nun 7. maddesinde öngörülen şartlar çerçevesinde silinmesini / yok edilmesini isteme; Kişisel verilerinizin KVK Kanunu’nun 7. maddesi kapsamında silinmesi ve yok edilmesi ve eksik/yanlış işlenmiş kişisel verilerinin düzeltilmesi taleplerinin, kişisel verilerin aktarıldığı üçüncü kişilere bildirilmesini isteme; Münhasıran otomatik sistemler ile analiz edilmesi nedeniyle aleyhinize bir sonucun ortaya çıkmasına itiraz etme, Kanuna aykırı olarak işlenmesi sebebiyle zarara uğramanız hâlinde zararın giderilmesini talep etme haklarına sahip olduğunuzu bildiririz. İşbu Çerez Bilgilendirme Metni, değişen süreçlerimiz dolayısıyla KVKK mevzuatına uyum sağlamak amacıyla güncellenebilecektir.

Hepsini Görüntüle
bottom of page